Enerji Su ve Gaz Çalışanları Derneği

Haberler


Yargıtay'ın sabit ücrette son kararı
İHA tarih 12.02.2009, 08:12 (UTC)
 Türk Telekom'un sabit ücret uygulaması hakkında bir abone tarafından açılan dava temyize gitti ve Yargıtay kararını verdi.

Türk Telekom Kilis Başmüdürü Hüseyin Sedat Akdemir, Türk Telekom'un sabit ücret uygulaması hakkında basın yayın organlarının kamuoyunu yanlış bilgilendirdiğini belirtti.

Akdemir, "Sabit ücret konusunda yaşanan son hukuki gelişmenin ve sabit ücret konusundaki nihai ve emsal nitelikteki yargı kararının kamuoyuyla paylaşılması zorunlu hale gelmiştir. Türk Telekom'un sabit ücret uygulaması hakkında bir abonemiz tarafından açılan davada alınan kararın şirketimizce temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay tarafından yapılan mdeğerlendirme sonucunda, sabit ücretin yasal ve haklı bir uygulama olduğu teyit edilmiş, böylece şirketimizin bu konudaki uygulamasının haklılığı daha önce verilmiş olan kararlar doğrultusunda bu konudaki en üst yargı makamı olan Yargıtay tarafından hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde bir kez daha herkesi bağlayıcı şekilde karara bağlanmıştır.

Söz konusu kararda özetle sabit ücretin, herkesin makul bir ücret karşılığında telekomünikasyon hizmetlerinden ve altyapısından eşit şekilde yararlanmasının sağlanması için alınması gerektiği, Yasa ile belirlenen bir ücret olduğu, Telekomünikasyon Kurumu tarafından onaylanan tarifenin bir parçası olduğu, Türk Telekom tarafından yapılan enerji tüketimi, teknik donanım, bakım ve yönetim gibi masrafların karşılığı olduğu, Sabit ücret uygulamasına yurtdışındaki telekomünikasyon firmalarınca da başvurulduğu, gerekçeleri ile haklı ve hukuka uygun olduğu belirtilmiştir.

Yargıtay'ın söz konusu kararında ayrıca, sabit ücret alınmaması durumunda çok telefon kullanandan sabit masrafları da karşılayacak şekilde aşırı derecede yüksek ücret alınması, az veya hiç telefon kullanmayanlardan ücret alınmaması buna rağmen her iki grubunda telefon hattının her an kullanıma hazır halde bulundurulması anlamına gelir ki bu durum aboneler arasında adaletsizlik yaratacağı ve bu sonucun hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesiyle telefon abonesi olan herkesin, hiç başkalarını aramasa, telefonla hiç konuşmasa dahi, hattın kendisine tahsis edilip bağlı kalması, her an başkalarının araması veya başkalarınca aranarak konuşması için hazır bulundurulması karşılığında bir sabit ücret ödenmesinin hukuka uygun olduğuna hükmedilmiştir.

Yüksek mahkeme tarafından, sabit ücret hususunda belirtilen yasal dayanaklar göz önünde bulundurularak, daha önce Türk Telekom aleyhine sonuçlanan ve sabit ücret alınmaması yönünde verilen mahkeme kararının Türk Telekom lehine bozulmasına karar verilmiştir. Bu itibarla sabit ücret uygulamasının hukuka uygunluğu konusunda Yargıtay tarafından konuya son nokta konulmuş olup bu konuda artık herhangi bir şüphe bulunmamaktadır. Türk Telekom'un sabit ücret uygulamasının haklılığı ve hukukiliğini teyit eden bu karar bu konuda yapılacak tüm başvurula emsal teşkil edecektir" dedi.

 

Enerji Verimliligi
enerji.gov.tr tarih 27.11.2008, 09:22 (UTC)
 Enerji verimliliği, binalarda yaşam standardı ve hizmet kalitesinin, endüstriyel işletmelerde ise üretim kalitesi ve miktarının düşüşüne yol açmadan, birim hizmet veya ürün miktarı başına enerji tüketiminin azaltılmasıdır. Isıtma, aydınlatma ve ulaşım ihtiyaçlarımızı karşılarken, elektrikli ev eşyalarımızı kullanırken, kısacası günlük yaşantımızın her safhasında enerjiyi verimli kullanmak suretiyle, ihtiyaçlarımızdan kısıtlama yapmadan aile bütçesine, ülke ekonomisine ve çevremizin korunmasına katkı sağlamamız mümkündür.
En önemli enerji kaynağı olan petrol ve kömür gibi fosil yakıtlar hızla tükeniyor. Enerji üretim ve tüketim süreçlerinde ortaya çıkan sera gazı emisyonları küresel ısınma ve iklim değişikliğinin en önemli nedenleri arasındadır. Kullandığımız enerjinin %75’ini yurtdışından döviz ödeyerek satın alıyoruz. Evimizde ve ulaşımda tükettiğimiz enerjinin faturası aile bütçemizin en önemli kalemlerindendir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın görevleri arasında ülkemizin yabancı enerji kaynaklarına bağımlılığın azaltılması, enerjinin etkin kullanılması, israfının önlenmesi, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunması için enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğin artırılması bulunmaktadır. Bu amaçla; Enerji Verimliliği Kanunu 2007 yılında ve Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik 2008 yılında Bakanlığımızca hazırlanarak yürürlüğe girmiştir.
Gelişmiş ülkelerin uygulamaları ışığında ve Türkiye pratikleri dikkate alınarak yapılan bu düzenlemeler günlük yaşantımıza şu yenilikleri getiriyor:

Enerji Performans Yönetmeliğine uymayan yeni binalara ruhsat verilmeyecek,
Mevcut konutlarda ısı yalıtımı yapılması için, kat maliklerinin çoğunluk kararı yeterli olacak,
Binalarımızın “Enerji Kimlik Belgesi” olacak,
Binalarımızda ısı kontrol cihazları ve pay ölçerler kullanacağız,
Sanayide ve binalarda “Enerji Yöneticisi” görevlendireceğiz,
Enerji kullanan verimsiz ürünlerin satışına izin verilmeyecek,
Sanayide verimlilik artırıcı projeler desteklenecek ve enerji yoğunluğunu azaltmak isteyenler ile “Gönüllü Anlaşma” yapılacak,
Kendi ihtiyaçları için, yenilenebilir enerji kaynağı veya verimli kojenerasyon sistemi kullanımı özendirilecek,
“Enerji Verimliliği Danışmanlık” şirketleri, yeni bir iş kolu olarak, özellikle sanayimize mühendislik hizmeti götürecek.
Bakanlık olarak, yaptığımız eğitim, etüt ve bilinçlendirme çalışmaları ile bina sektöründe %30, sanayi sektöründe %20 ve ulaşım sektöründe %15 olmak üzere dört Keban Barajı inşa edebilecek yaklaşık 7,5 milyar YTL değerinde enerji tasarruf potansiyelimiz olduğu tespit edilmiştir.
15/02/2008 tarihli 2008/2 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile, kamu kurum ve kuruluşlarında enerjinin etkin ve verimli kullanılmasına yönelik tedbirler belirlenmiştir.
Enerji verimliliğinin süratle ve etkili bir şekilde arttırılabileceği tedbirler arasında, aydınlatma amacıyla kullanılmakta olan akkor flamanlı lambaların yaklaşık 5 kat daha tasarruflu olan kompakt floresan lambalarla değiştirilmesi hususuna öncelik verilmektedir.
Bu Genelge ile “Ulusal Enerji Verimliliği Hareketi” başlatılmış ve 2008 yılı “Enerji Verimliliği Yılı” ilan edilmiştir.
13/08/2008 tarihli 2008/19 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile, tüm kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler ve kamu kurumu niteliğindeki meslek odalarının 1 ay içinde kendi sorumluluklarında bulunan yerlerdeki mevcut akkor flamanlı lambaları tasarruflu ampullerle değiştirmeleri zorunlu kılınmıştır.
 

TPAO, BOTAŞ ve SHELL ile işbirliği anlaşması imzaladı.
Bakanlık Faaliyetleri tarih 21.11.2008, 06:51 (UTC)
 
TPAO, BOTAŞ ve Shell Energy Europe B.V. Irak'ta doğal gaz arama, işletme, taşıma ve pazarlama çalışmalarını kapsayan işbirliği için bir ön anlaşma imzaladı. Anlaşma, Irak'ta doğal gaz arama ve üretim fırsatlarının değerlendirilmesi, bölgede boru hatları, yeraltı depoları, enterkonnekte hatlarını da içeren altyapı çalışmalarının yapılması gibi konularda ortak çalışmalar yapmayı içeriyor.
 

Enerji Bakanı ile ABD, İran ve kriz üzerine
MURAT YETKİN ......POLİTİKA / 20/11/2008 tarih 21.11.2008, 06:46 (UTC)
 Enerji Bakanı Hilmi Güler dün önce Bandırma’daki yeni ve yenilenmiş bor işleme tesislerini hizmete aldı, sonra da Ankara’da önemli bir anlaşmanın imza törenine katıldı. Bu anlaşmaya göre Amerikan enerji devi Exxon, TPAO ile birlikte Karadeniz’de Samsun ve Kastamonu açıklarında doğalgaz arayacak.
Bu törenden önce, bir grup meslektaşla Bandırma’daki törene birlikte gidip geldiğimiz Güler, bu anlaşmadan ‘beklentinin büyük’ olduğunu söylüyor. Bölgedeki yatakların Azerbaycan’daki Şahdeniz ile kıyaslanabilir olduğu yolundaki kulis bilgisini Güler teyit etmekten kaçınıyor, “Önce bir görelim” diyor. Ama Bakanlar Kurulu’na bu konuda yapacağı sunumda, bu bölgedeki gaz yataklarının çıkarılması için özel bütçe isteyeceğini vurguluyor. Önceki sene Doğu Karadeniz’de BP ile yaşanan kötü deneyimden sonra Ankara işi daha sıkı tutacak gibi.
Söylenenler doğru çıkarsa, Türkiye yalnız kendi doğalgaz ihtiyacı için Rusya’ya bu kadar bağlı kalmaz ve Avrupa’ya Rusya’sız gaz nakli projesi Nabucco’ya ilerisi için yeni kaynak sağlanır. Çünkü Nabucco şu anda suya düşmüş görünüyor. Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye’nin ihtiyaçları çıkarıldığında kalan miktar Nabucco’nun inşasına yetmiyor.
Güler’i Tahran’a gönderip İran ve Türkmen gazı için anlaşma imzalatan da bu gerekçe. İran’la gaz anlaşmalarının önündeki ABD engeli nasıl kalkacak? Güler “Amerikalılarla görüşüyoruz” diyor; “Anlatıyoruz. İhtiyacımız var. Avrupa’nın da ihtiyacı var. Obama’yla beraber olumlu gelişmeler bekliyoruz.”
Güler, eğer Rus gazı olmayacaksa, ya Türkmen, ya İran, ya Irak olacak diye vurgu yapıyor.
Irak ile ilginç gelişmeler yaşanıyor. Bir yandan dün Bağdat’a giden İçişleri Bakanı Atalay’ın güvenlik merkezli temasları da var, ki buna Irak Kürt temsilcileri de dahil. Siyaset ve güvenlik boyutunda bu gelişme yaşanırken bugün de dünya enerji devlerinden Shell ile TPAO-BOTAŞ işbirliği ile Irak’ta gaz arama ve Türkiye üzerinden iletme konusunda imzaların atılması bekleniyor. Bu anlaşmanın ABD yönlendirmesi yapıldığı yolunda bilgilere, Güler bir yorum yapmıyor. Öte yandan Türkiye Rusya ile ters köşeye düşmeyi göze alacak değil. Ruslarla Samsun-Ceyhan hattıyla İsrail-Hindistan rotasına petrol satışı konusunda yoğunlaşmış bir trafik mevcut; Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Hindistan seyahati sonrasında bu konuda gelişmeler hızlanabilir.

Gündüz Aktan’ın ardından

Türkiye’nin gördüğü parlak beyinlerden, yetenekli diplomatlardandı. Birkaç yıl Radikal Ankara Bürosu’nda mesai arkadaşlığı yaptık. Gündüz bey ile konuşmak benim için bir tür akademik faaliyet gibiydi. Vefatı vesilesiyle, yakın tarihimizde Gündüz beyin perde gerisindeki rolünün büyük olduğu iki konuyu anmayı gerekli buluyorum.
1- 1991’de atandığı Cenevre’deki BM Temsilciliği görevinde, 15 bin üyesi olduğunu söyleyen PKK’nın kendisini Kürtlerin meşru temsilcisi gerilla hareketi olarak tescil çabasının, Kürt kökenli 70 bin korucunun mevcudiyetini göstererek çürütülmesini sağlamıştır.
2- Dışişleri Müsteşar Yardımcısı iken, Müsteşar Onur Öymenle Suriye’yi sıkıştırmak üzere önlemler bulmaya çalışırken, 1984-1995 arasında Suriye’ye PKK üzerine tek protesto notası verilmediğini fark ederek 1998’de Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılmasıyla sonuçlanacak diplomatik sürecin 1996’da başlatılmasını sağlamıştır.
Radikal’den sonra ASAM’da aradığını bulamadı. Yapmak istediklerine daha o zaman ciddi hal almaya başlayan sağlık sorunları da izin vermiyordu. Siyasette yatan aslan CHP idi. Siyaseten sadık bir İsmet Paşacıydı çünkü. Ama 2007 seçimlerine MHP’den aday oldu ve seçildi. Buna Dışişleri’nden rekabette olduğu Onur Öymen’in CHP’deki varlığı mı engel oldu, yoksa MHP’deki arkadaşı Deniz Bölükbaşı mı atik davrandı, bilemiyorum. Ancak siyasette de aradığını bulamadı, hep diplomasi ve araştırma dünyasını özledi.
En son geçen pazartesi hastanede gördüm.
Sevgili Gündüz beyin aziz hatırasını saygı ve rahmetle anıyorum.
 

<-Geri

 1 

Devam->

 
rtuy5yu5y Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol